Avrupa Radyo, hayatın her rengini barındıran radyo

St. Mary's Islington'da Londra Yunus Emre Enstitüsü'nden unutulmaz bir akşam

KÜLTÜR-SANAT

Londra Yunus Emre Enstitüsü, Ramazan ayı için 25 Mart 2024 tarihinde St. Mary's Islington'da bir kez daha unutulmaz bir akşam düzenledi

Konser sadece bir performans değil, yüzyıllardır Türkiye'nin dört bir yanında yankılanan ezgiler aracılığıyla Ramazan'ın özünü kutlayan kültürel bir buluşmaydı. Etkinlikte, Anadolu müziğinin zengin ve çeşitli mirasına hayat veren usta müzisyenlerden oluşan bir dörtlü yer aldı. Baha Yetkin, uddaki ustalığı ve vokaliyle, Serdar Yılmaz kanundaki usta performansı ile, Umut Ekiz kemane ve sazdaki ustalığı ve Muammer Sağlam'ın çeşitli vurmalı çalgılar üzerindeki ritmik becerisi ile Anadolu’dan renkler ekledi. İki bölümden oluşan konserin ilk bölümünde Ramazan ayının derin maneviyatını yansıtan ilahiler okundu. İkinci bölümde ise herkesin ruhunu coşturan türkülerle canlı bir kutlama yaşandı. Hz Muhammed'e dua niteliğinde bir saygı duruşu olan "Salât-ı Ümmiyye" ve manevi aşk ve özlemden bahseden duygu yüklü "Ben Yürürüm Yane Yane" şarkıları yer aldı. "Biz Dünyadan Gider Olduk" ilahisi ise dünyevi hayattan kopuşu yansıtarak dinleyicilerde derin bir yankı uyandırdı. Gece ilerledikçe müzik, dinleyicileri zamansız gelenekleri ve kültürel zenginliğiyle Türkiye'de bir geceye götürürcesine bir nostalji duygusu uyandırdı. "Üsküdara Gideriken" ve "Değmen Benim Gamlı Yaslı Gönlüme" gibi interaktif şarkılar, dinleyicileri de eşlik etmeye davet ederek ortak bir neşe ve birlik atmosferi yarattı. Geceye damgasını vuran "Aşkın İle Aşıklar Yansın Yâ Resûlallah", tutkulu yorumuyla her kalbi tutuşturan bir eser oldu. "Yalan Dünya" performansı dokunaklı melodisi dinleyiciler arasında duygulu anlar yaşattı ve dakikalarca ayakta alkış aldı. Gece, baharın umut dolu özünü ve Ramazan'ın şenlikli ruhunu yansıtan, gülümsemeleri ve sevinç duygularını beraberinde getiren "Ayva Çiçek Açmış" ile son buldu. Etkinlik katılımcılar tarafından müziğin dilleri ve kültürleri aştığı, hayatın en değerli anlarının kutlanmasında herkesi bir araya getiren unutulmaz etkinlik olarak nitelendirildi. Gecenin melodilerinin yankıları, Anadolu müziğinin kalıcı gücünün bir kanıtı olarak, son nota çalındıktan uzun süre sonra da devam etti. 

 

Baha Yetkin, Türk ud sanatçısı ve bestekar, dünya çapında tanınan bir isimdir. İstanbul ve Orta Doğu müziğini kendi özgün tarzıyla yorumlaması, Mustafa Keser ve Petros Klampanis gibi ünlü sanatçılarla işbirliklerine imkan tanımıştır. İspanya'da flamenko çalmak ve Royal Albert Hall'de solo bir resital vermek için ilk kez davet edilen Yetkin'in müzikal serüveni, dünya genelindeki prestijli mekanlarda, çeşitli festivallerdeki performanslarında, albüm ve kitap projeleriyle sürmektedir.

Dr. Serdar Yılmaz, fizikçi ve virtüöz kanun sanatçısıdır. Hem vokal hem de enstrümantal alanda sağlam bir müzik eğitimi almış olan Dr. Yılmaz, Mersin Üniversitesi'nde doçent olarak görev yapmaktadır. Kanun'un karmaşıklıkları üzerine yaptığı çalışmalar ve Müzik Fiziği'ne olan ilgisi, Osmanlı ve çağdaş Türk müziğini bir araya getirmesini sağlamaktadır. Dr. Yılmaz, sanatçılarla yaptığı işbirlikleri, çeşitli performansları ve geleneksel Türk müziğine katkıları ile geniş bir izleyici kitlesine seslenmektedir.

Umut Ekiz, "Kabak Kemane" ustası ve kendini Türk Halk Müziği'ne adamış bir eğitimcidir. Londra'ya taşındığı 2010 yılından bu yana müzik camiasının aktif bir figürü olarak konserler vermekte ve çeşitli müzik projelerine katkıda bulunmaktadır. Anadolu halk müziğine olan tutkusu, şehrin kültürel dokusunu zenginleştirmeye devam etmektedir.

Muammer Sağlam, Trabzon'da doğup ve erken yaşta Londra'ya taşınmış ünlü bir Türk perküsyoncusudur. O zamandan beri Birleşik Krallık genelinde birçok müzisyenle sahne almış ve hem BBC hem de ITV ile kültürel belgesellerde yer almıştır. Cajón, çalgılar ve ziller gibi dünya perküsyonlarını, darbuka, çerçeve davul ve req gibi Orta Doğu perküsyonlarıyla birlikte çalmaktadır. 

Yunus Emre Enstitüsü; Türkiye’yi, Türk dilini, tarihini, kültürünü ve sanatını tanıtmak; bununla ilgili bilgi ve belgeleri dünyanın istifadesine sunmak; Türk dili, kültürü ve sanatı alanlarında eğitim almak isteyenlere yurt dışında hizmet vermek; Türkiye’nin diğer ülkeler ile kültürel alışverişini arttırıp dostluğunu geliştirmek amacıyla kurulmuştur. 2009 yılında faaliyetlerine başlayan Yunus Emre Enstitüsünün 64 ülkede 85 kültür merkezi bulunmakta olup 2010 yılında da Londra’daki merkezini açmıştır.

 

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.