Almula Merter Churm- 25.Yıl kutlu olsun Bu hafta çok özel bir buluşmaya tanıklık ettim. Sevgili Caner Ural’ın davetiyle, 25. Uluslararası Frankfurt Türk Film Festivali’nin basın lansmanına katıldım. Caner, yıllardır bu festivalin içinde, emeğini, zamanını ve kalbini koyanlardan. Türkiye ayağındaki süreci sevgili Serap Gedik’le birlikte omuzlayan bu güzel ekip, sinemanın birleştirici gücüne yürekten inanıyor. 1999 yılında, Hüseyin Sıtkı’nın hayaliyle başlayan bu yolculuk, artık bir çeyrek asırlık serüvene dönüştü. Her yıl yüzlerce filmi, binlerce izleyiciyle buluşturan bu festival, sadece sinema perdesine değil, iki ülkenin kalbine de dokunan bir hikâye anlatıyor.Bu yıl festivalin proje ortağı Kültürlerarası İşbirliği ve Diyalog Derneği (KADİM). Ne güzel bir birliktelik… Çünkü bu festival sadece filmlerden ibaret değil; bir anlayış biçimi, bir kültürel köprü. Frankfurt sınırlarını aşan bu etkinlik; Offenbach, Wiesbaden, Dietzenbach, Miltenberg gibi şehirlerde de izleyicisiyle buluşacak.Ama festivalin en çarpıcı yanı, sadece sinema salonlarında değil, cezaevlerinden huzurevlerine, liselerden tiyatro sahnelerine kadar her yerde hayat bulması. Çünkü sinema, duvarların ötesine geçebilen bir sanat. Bazen bir sahneyle kalbinizin en kırık yerini onarabiliyor.
Bu yılın teması: “Türkiye’den Sesler, Evrensel Hikâyeler.” Her film, bir yaşamın, bir duygunun, bir çağrının sesi olacak. Paneller, söyleşiler ve özel gösterimlerle izleyiciye çok katmanlı bir deneyim sunulacak.
Gecede festivalin kurucusu Hüseyin Sıtkı, 25 yıllık emeğiyle gurur duyuyordu:
“Bugüne dek 1.000’in üzerinde Türk filmi gösterdik, 750’den fazla sanatçıyı Frankfurt’ta ağırladık. Vefa ve Yaşam Boyu Onur Ödüllerimizle sanatın değerini yaşatıyoruz. Ve bu yıl açılış filmimiz, Cumhuriyetimizin 100. yılına ithafen hazırlanan ‘Bir Cumhuriyet Şarkısı’ olacak.”
Bu yıl Onur Ödülleri, usta sanatçılar Şerif Sezer, Güven Kıraç, Biket İlhan ve Almanya’dan Erden Alkan’a verilecek. Vefa Ödülü ise Rasim Öztekin’in anısına, kızı Pelin Öztekin’e takdim edilecek. Almanya’ya gidemeyen usta isimler Suna Keskin ve Ahmet Mekin’e ödülleri bu lansmanda sunuldu.
Basın lansmanının sunuculuğunu üstlenen Gökhan Mumcu ise tüm içtenliğiyle geceye damgasını vurdu. Oyuncular, yönetmenler, gazeteciler ve sinema dostlarıyla dolu sıcacık bir atmosferdeydik.
Ve şimdi geriye festival kalıyor. Dileğim dünya üzerinde, yaşadığımız her yerde filmlerimizin böyle güzel festivallerle herkese ulaşması...
Eğer Haziran’da Frankfurt’taysanız, bu festivali kaçırmayın.
Belki bir filmle hayatınıza dokunan bir hikâye çıkagelir.
Belki sadece bir sahneyle kendinizi yeniden hatırlarsınız.
Çünkü sinema, hâlâ dünyayı değiştirme gücüne sahip.
Nice yıllara Frankfurt Türk Film Festivali. 25 yaşın kutlu olsun…