Öne Çıkanlar Evgeny Grinko Türkiye turnesi şarkı söylemek Barbie tuhaf KKTCnin yerli otomobili GÜNSEL Boris Johnson Noel Online konser Tune L Events Mehmet Kosovalı Avustralya Türk Film Festivali Muazzez Abacı Çello Semiha Berksoy mtv türk sunucusu TC Büyükelçisi Yıldız Tilbe UMHD Sosyal Çalışmalar Kurulu Başkanı Sümeyye Nur Düzcan uluslararası opera ve bale festivali Esra Balamir

Birleşik Krallığın bir çok yerinde çocuk oyunu sergilemek istiyorum

Tufan Arslanca, Bir çocuk oyunu organize edip bunu turne şeklinde Birleşik Krallığın bir çok yerinde sergilemek istiyorum

- Bu haber 204 kez okundu.

Birleşik Krallığın bir çok yerinde çocuk oyunu sergilemek istiyorum

ALMULA MERTER CHURM TUFAN ARSLANCA İLE İNGİLTERE’Yİ VE SANAT HAYATINI KONUŞTU. Every Brillant Thing ve Fires in The Mirror  oyunları  ile Tufan Arslanca’la tanıştım. Bir tek bu oyunların kahramanı değil, insanlığın ve genç tiyatro oyuncularının esin kaynağı. Siyah bavuluyla 5  sene önce bir yolculuğa çıktı ve hayatı değişti. Bir oyun çıkmak için çıkmıştı yola, oyunun adı, hikayesi, kahramanı belli değildi.İngiltere’ye ilk geldiğinde önce ufak gösteriler sahneye koydu. Bu sayede milyonlarla, ülkelerle, şehirlerle bizim ruhumuza bir esin perisi dokundu.

 
ALMULA MERTER CHURM-  Merhaba Tufan Bey, 5 yıl önce İstanbul’daki evinizi kapatıp, geriye kalan her şeyi siyah bir bavulun içine yerleştirip, İngiltere’ye yerleşme kararı almıştınız. Herkesin kolay veremeyeceği bir karar. Sizi bu kararı almaya iten sebep neydi? 

TUFAN ARSLANCA- Şu an sahnelenen ‘Every Brillant Thing ve Fires in The Mirror’ oyunlarının fikir aşamasını geliştirmiştim ve Londra’da  tiyatro oyunları sahneleyen bir arkadaşımın daveti üzerine gittim, ama bu oyunu gerçekleştirip, gerçekleştirmeyeceğimi bilmediğim için bunu hiç dillendirmedim.  

10 yıl önce de bu oyun aklınızda mıydı? 


Tabi, bu oyun 5 senelik bir yolculuğun hikayesidir. 5 sene önce ben, tek kişilik bir oyun yapacağım diye gittim, ama bu oyunun olacağını bilmiyordum. Bana Londra’da senarist olan arkadaşım ‘Biz seni istiyoruz, yazar olarak yetenekli buluyoruz. Gel burada oyna’ dedi. Ben de bakalım ne yapabilirim diyerek gittim. 

Neden siyah bavul? 

Gerçekte de benim siyah bir bavulum var. Ben o bavulla yola çıktım, o bavulla garantici olmayı bir kenara bırakıp, bir bilinmeze doğru yolculuğa başladım. Amaç, bir tiyatro oyununu gerçekleştirmekti, ama hangi oyun, hangi metin belli değildi. İstiklal Caddesi’nde o siyah bavul gözüme çarptı. İlk görüşte aşk bizimkisi (gülerek).  “Siyah bavul hayatımın mihenk taşı” Yolculuğunuzun da vazgeçilmezi oldu. O artık sadece yolculuğumun değil, hayatımda yaptığım bütün işlerimin içinde vazgeçilmez oldu. Tiyatromun içinde siyah bavul var.  Artık siyah bavul Tufan’nın imzası, çünkü bir yaşam biçimini sembolize ediyor. Benim felsefemin mihenk taşı diyebilirim. Birincisi, insanı açtığın zaman içinin dolu olmasıdır (insan metaforu da olabilir). İkincisi, hafif seyahat etmek; ne kadar hafif olursan o kadar rahat seyahat edersin. Siyah rengi de, tutku demektir. Benim içimdeki yaşam tutkusunu anlatıyor. 

İngiltere’ye gittikten sonra ‘neredeyim ben?’ diye kendinize sordunuz mu? 

Hiç olmadı. ‘İyi ki gittim’ dedim. Çok şükür ki şöyle bir yapım var; verdiğim hiçbir karardan pişmanlık duymamayı kendime destur edindim. Yapamadığı şeyler için pişmanlık duyar insan, yaptığı şeyler için değil. Yapmaktan korkmak yerine, korkuma rağmen bir şeyler yapmayı tercih ederim.  

Sahnelediğiniz son oyun White Rabbit Red Rabbit sizinde bildiğiniz üzere Nassım Solemanpour eseri, yazar ve eser hakkında görüşünüz?
Tek kelimeyle ilham verici bir oyun ve eser.  Esin perisinin gelip ancak gelip  yaz dediğine inanıyorum. Bu eseri sahnelemeden once yaklaşık bir buçuk sene araştırması sürdü.  Evet, izlerken çok uzun bir araştırma sürecinden geçtiğini anlıyoruz. Oyunu Birmingham’ da izledim ve çok etkilendim. Sahnede 70 dakika seyirci büyüleniyor. 

Bir Türk oyuncu olarak İngilizlerden nasıl bir tepki aldınız? 

Beni Türk oyuncu olarak değerlendirmediler. Birleşik Krallık artık herkesin yaşayabildiği bir ülke olduğu için ayırmıyorlar. Beni de kendilerinden biri gibi gördüler. Evrensel bir iş yaptığımın farkına vardılar. Baktığınız zaman hiçbir yere ait olmayan bir hikaye sahneliyorum. Seyirci gelip ‘Bir Türk karakter koysaydın’ diyor. Tiyatronun evrensel dil olması bu nedenle önemli aynı durum bildiğiniz gibi müzik içinde geçerli. Bir diğer durum ise benim için bu durumu büyük bir sınavdı. Düşünsenize; İngiltere’desiniz, orada hiç kimseyi tanımıyorsunuz, daha önce orada hiç oynamamışsınız. O kadar çok risk barındırıyordu ki, acaba yazar olarak benimsenebilecek miyim, İngilizce olarak oynadığım  eserdeki duygular karşıya geçecek mi, oyuncu olarak doğru ifade edebilecek miyim, ortak yapım prodüksiyonu ben üstlendim, oyun başarılı olabilecek mi? Zor olmadı mı bu süreç? Çok güzel bir söz vardır; yüreğinden geçen şey için verdiğin çaba ve sabır ağırlık olmaz. Onu büyük bir aşkla yaparsın. Sonuç olarak beklediğimden çok daha olumlu geri dönüşler aldım. Bana çok güzel kapılar açtı. Gösterinin sonunda bir menajer buldum, beni destekleyen tiyatrocu insanlarla tanıştım ve yine çağrılıyorum ‘biz bu oyunu yeniden istiyoruz lütfen gelin’ diyorlar. Yoğun çalışıyorum. Bu çok güzel bir şey… “Genç nesil artık tiyatroya sahip çıkıyor” İnanıyorum ki, orada daha çok değer görüyordur oyununuz? Baktığınızda aynı şey. Sadece Türkiye’de dizilerden popüler olan insanların oyununa gitmek daha tercih edilen bir şey, orada tiyatro oyuncusunu izlemeye giden bir tiyatro seyircisi var.  

Yurtdışındaki tiyatro seyircisiyle Türkiye’deki tiyatro seyircisini gözlemlediğinizde hangi farkları görüyorsunuz?
 
Sadece tiyatroya gelme amaçları açısından bir fark görüyorum. Yurtdışında oturmuş bir tiyatro seyircisi var. Eskiden bizde de oturmuştu. Geçmişe baktığımızda Cüneyt Gökçer’in, Yıldız Kenter’in yaptıkları tiyatrolarda onları izlemeye giderlerdi, dizide gördükleri Yıldız Kenter’i, Cüneyt Gökçer’i izlemeye değil. Bir tiyatro oyuncusunu izlemeye giden kültür vardı. Biz bunu kaybetmiştik, ama ben yeniden geri geldiğine inanıyorum. Tiyatro 2 yıldır  şaha  kalktı ve genç nesil artık tiyatroya sahip çıkıyor. 

İngiltere’ye geldiğiniz zaman ile şu an arasında ne gibi farklar var ? Kişisel gelişim açısından bu ülke size neler kattı ?

5 yıl öncesine göre belirgin farklılıklar var. Kendimi bu ülkede çok daha rahat ifade edebiliyorum çünkü kültür ve yaşam şartlarına çok daha iyi adapte olduğumu düşünüyorum. Tabikide ilk geldiğimde her insanda var olan acaba yapabilir miyim ? tedirginliği bende de mevcutu ancak burdaki sanatsever çevre ve iş arkadaşlarım bu süreci hızlı bir şekilde üstesinden gelmeme yardımcı oldu.

Bundan sonraki planlarınız neler ?

Aslında tiyatro dışında çok fazla iş ile meşgul olduğumdan ileriye dönük detaylı olan yapma fırsatım olmadı. Hali hazırda devam eden tiyatro gösterilerinin yanı sıra seslendirme prodüksiyonlarıda dolu dizgin devam ediyor. Özelikle burda yaşayan Türk seyirciler için bazı İngilizce filimlerin Türkçe seslendirmesi ciddi emek isteyen bir iş. Sanırım ileriye dönük şu an en önemli amacım eğer yapabilirsem  bir çocuk oyunu organize edip bunu turne şeklinde Birleşik Krallığın bir çok yerinde sergilemek ama dediğim gibi henüz taslak aşamasında, umarım o günleri de görürürüz

Bu değerli röportaj için çok teşekkür ederim, hem sizleri daha yakından tanıma fırsatı yakalamış olduk hem de geleceğe dönük planlarınız hakkında detaylı sohbet etme fırsatını bulduk. Umarım sizleri daha fazla tiyatro sahnelerinde ve ekranlarda görme fırsatını yakalarız. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.